Türkiye’nin İlk Otomobili Devrim’i Görün

Bir ülkenin sanayi hayallerinin, bir avuç mühendisin uykusuz gecelerinin ve inanılmaz bir azmin, unutulan birkaç litre benzin yüzünden nasıl bir efsaneye dönüştüğünü hiç merak ettiniz mi? Bu, sadece bir otomobilin hikayesi değil; bu, yapılamaz denileni 129 gün gibi inanılmaz kısa bir sürede başaran, ancak talihsiz bir an ve acımasız manşetlerle kaderi çizilen bir projenin hikayesi. İşte karşınızda Türkiye’nin ilk otomobili Devrim; bir başarı öyküsü olarak başlayıp, hüzünlü bir efsaneye dönüşen o muhteşem meydan okuma.

Bu yazıda sizi sadece geçmişe bir yolculuğa çıkarmayacak, aynı zamanda bu efsanenin hayatta kalan tek tanığıyla nasıl buluşabileceğinizi de anlatacağım. Hazırsanız, direksiyona geçelim ve rotamızı bu milli gururun doğduğu yer olan Eskişehir’e çevirelim. O meşhur “benzin bitti” anının ardındaki gerçekleri öğrenmeye ve bu tarihi mirasa dokunmaya hazır olun.

TÜLOMSAŞ tesislerindeki özel camekanlı bölümde Devrim arabasını ziyaret edin

Eskişehir’e adım attığınızda, sizi sadece modern bir şehir değil, aynı zamanda Türkiye’nin sanayi hafızasının en önemli parçalarından birini barındıran tarihi bir mekan bekliyor. TÜRASAŞ (eski adıyla TÜLOMSAŞ) tesislerinin içinde, özenle korunmuş cam bir bölmenin ardında, o efsanevi otomobil duruyor: Devrim. Onu gördüğünüzde anlıyorsunuz ki bu, bir müzedeki herhangi bir eski araba değil. Bu, bir hayalin, bir meydan okumanın ve bir avuç insanın “insanüstü emeğinin” somutlaşmış hali.

Bu ziyaret, bir turistik geziden çok daha fazlası; adeta bir saygı duruşu. Yıllara meydan okuyan ve hala çalışır durumda olan bu otomobil, Türk mühendisliğinin o kısıtlı imkanlarla bile neler başarabileceğinin yaşayan bir kanıtı. Onu çevreleyen cam duvarlar, sadece tozlardan değil, aynı zamanda haksız eleştirilerden ve unutulmuşluktan korumak için oradaymış gibi hissettiriyor. Bu müzeyi ziyaret etmek, sadece bir otomobili görmek değil, bir milletin sanayi rüyasına tanıklık etmektir.

İşte bu eşsiz deneyimi yaşamanız için bilmeniz gerekenler:

Devrim Arabaları Müzesi Ziyaret Rehberi
Adres TÜRASAŞ Eskişehir Bölge Müdürlüğü, Ahmet Kanatlı Cad. 26490, Eskişehir
Ziyaret Saatleri Hafta içi: 10:00 – 17:00, Hafta sonu: 09:00 – 17:00
Kapalı Gün Pazartesi
Giriş Ücretleri Tam: 50 TL, İndirimli: 30 TL
İletişim Tel: +90 (222) 224 00 00
Önemli Not Ziyaretler sınırlı sayıda gruplar halinde ve randevu sistemi ile yapılıyor, gitmeden önce aramanızda fayda var.

Müzeye ulaşım oldukça kolay. Eskişehir Tren Garı’na çok yakın bir konumda bulunuyor ve şehir merkezinden kalkan toplu taşıma araçlarıyla rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

TÜLOMSAŞ tesislerindeki özel camekanlı bölümde yer alan Devrim arabası

Türkiye’nin sanayi tarihindeki bu önemli projenin ilham verici hikayesini öğrenin

Her büyük hikaye gibi, Devrim’in hikayesi de büyük bir hayalle başladı. Ama bu hayali gerçekleştirmek için zaman neredeyse yoktu. Gelin, o inanılmaz geri sayımın ve kader gününün detaylarına birlikte bakalım.

Bir Cumhurbaşkanı Emri: 129 Günlük Geri Sayım

Tarih 16 Haziran 1961. Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Otomotiv Endüstri Kongresi’nin ardından tarihi bir talimat verdi: Ordunun binek araç ihtiyacını karşılayacak, tamamen yerli bir otomobil üretilecekti. Görev, o dönemki adıyla Eskişehir Demiryolu Fabrikaları’na verildi. Proje için 1.400.000 TL’lik bir ödenek ayrılmıştı. Ancak bir sorun vardı: Otomobilin, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerine yetiştirilmesi gerekiyordu. Bu, projeyi tamamlamak için sadece 129 gün demekti. O günlerde üniversitelerden basına, sanayicilerden politikacılara kadar neredeyse herkes Türkiye’de bir motorun bile yapılamayacağına inanıyordu. Bu görev, imkansıza bir meydan okumaydı.

Atölyedeki Kahramanlar: Ter, Çekiç ve Adanmışlık

Eskişehir’deki kullanılmayan bir dökümhane, bu hayalin atölyesine dönüştürüldü. Kapısına her gün eksilen bir sayı yazılarak geri sayımın yapıldığı bir takvim asıldı. Yaklaşık 20 mühendis ve 200 işçiden oluşan ekip, adeta zamana karşı bir yarışa girdi. Hafta sonları da dahil olmak üzere günde en az 12 saat çalıştılar, yeri geldiğinde atölyede, sökülmüş bir araba koltuğunun üzerinde uyudular. Otomobilin kaportası, alçıdan yapılan modellere göre hazırlanan beton bloklar üzerinde çekiçlerle, tamamen el işçiliğiyle şekillendirildi. Bu, sadece bir üretim süreci değil, aynı zamanda bir inanç ve adanmışlık destanıydı. Bu proje, Eskişehir’in sadece bir öğrenci şehri değil, aynı zamanda Türkiye’nin sanayi kalbi olduğunu kanıtlar nitelikte. Şehrin bu yönünü daha fazla keşfetmek için Eskişehir’de gezilecek diğer tarihi yerler sayfamıza göz atabilirsiniz.

O Kader Günü: Benzin Bitti, Efsane Başladı

Ve takvimler 29 Ekim 1961 sabahını gösterdiğinde, imkansız başarılmıştı. Biri siyah diğeri krem rengi iki Devrim otomobili, Ankara’ya trenle gönderilmek üzere hazırdı. Ancak hikayenin kaderini değiştirecek o küçük ama kritik detay, bu tren yolculuğunda gizliydi. Buharlı lokomotiften sıçrayabilecek kıvılcımlara karşı bir önlem olarak, araçların depoları güvenlik nedeniyle neredeyse tamamen boşaltıldı. Plan, Ankara’ya varıldığında benzin ikmali yapmaktı.

Ancak Ankara’daki tören alanına motosikletli eskortlar eşliğinde gidilirken, bu benzin ikmali planı kargaşada unutuldu. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Meclis’in önüne geldiğinde siyah renkli Devrim’e bindi. Araç yaklaşık 100 metre ilerledikten sonra öksürüp durdu. Gürsel’in “Ne oldu?” sorusuna, direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat Serdaroğlu’nun cevabı tarihe geçti: “Paşam, benzin bitti”. Bunun üzerine Gürsel, o meşhur ve dokunaklı sözünü söyledi: “Garp kafasıyla otomobil yaptık ama şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk”.

İşte projenin kaderi bu anda çizildi. Ertesi gün gazeteler, sanki sözleşmiş gibi “Devrim 100 Metre Gitti ve Bozuldu” manşetleriyle çıktı. Kimse, Cemal Gürsel’in hemen diğer Devrim’e binerek Anıtkabir’e sorunsuz bir şekilde gittiğinden veya aracın hipodromdaki geçit törenine katıldığından bahsetmedi. Projeye harcanan paranın boşa gittiği algısı hızla yayıldı. Bu olumsuz kamuoyu, seri üretim için gereken siyasi ve finansal iradeyi yok etti. Aslında bu olay, basit bir lojistik hatanın, bir projenin geleceğini nasıl sabote edebileceğinin acı bir örneğiydi. Medyanın yarattığı bu olumsuz hava, Devrim’in teknik başarısını tamamen gölgede bıraktı ve projenin rafa kaldırılmasına neden oldu. İşin daha da düşündürücü yanı, aynı yıl Tarım Bakanlığı’nın “At Neslinin Islahı” için ayırdığı 25 milyon TL’lik devasa bütçeyi kimse konuşmazken, 1.4 milyon TL’lik Devrim projesinin heba edildiği yaygarası koparılıyordu. Bu durum, projenin başarısızlığının teknik değil, tamamen bir algı yönetimi ve kamuoyu baskısı sonucu olduğunu gözler önüne seriyor.

TÜLOMSAŞ tesislerindeki özel camekanlı bölümde yer alan Devrim arabası

1961 yılında üretilen bu yerli otomobili yakından inceleyin

Devrim, sadece bir hikayeden ibaret değil; aynı zamanda döneminin koşullarına göre oldukça başarılı bir mühendislik ürünüydü. Gelin, bu efsane otomobilin kaputunun altına ve tasarım detaylarına daha yakından bakalım.

Neredeyse Tamamen Yerli

Devrim projesinin en etkileyici yanlarından biri, yerlilik oranıydı. Motor bloku ve silindir kapağı Sivas Demiryolu Fabrikası’nda dökülmüş, Ankara’daki atölyede işlenmişti. Piston, segman gibi kritik parçalar ise projenin kalbi olan Eskişehir’de imal edilmişti. O dönemde Türkiye’de üretimi olmayan elektrik donanımı, diferansiyel dişlileri, cam ve lastikler gibi birkaç kalem dışında otomobilin tamamı yerli imkanlarla üretilmişti. Bu, Devrim’in sadece bir montaj projesi değil, gerçek bir üretim başarısı olduğunun en net kanıtıdır.

Aşağıdaki tablo, Devrim’in 1961 yılı için ne kadar iddialı bir otomobil olduğunu rakamlarla ortaya koyuyor:

Devrim Otomobili Teknik Özellikleri
Motor 4 silindirli, 4 zamanlı
Güç 50-60 beygir gücü (hp)
Ağırlık Yaklaşık 1250 kg
Maksimum Hız Saatte 140 km
Boyutlar (U/G/Y) 4500 / 1800 / 1550 mm
Şanzıman 3 ileri, 1 geri vites

Dört Farklı Karakter

Proje kapsamında toplamda 4 adet otomobil üretildi. Ekip, bu otomobillere “Siyah”, “Beyaz” (bugün müzede sergilenen bej renkli araba), “Mavi Boncuk” ve ilk prototip olduğu için bazı eksikleri bulunan arabaya da “Gecekondu” gibi sevimli isimler vermişti. Bu, projenin ne kadar insani bir ruhla yürütüldüğünü gösteren tatlı bir detay.

Ayrıca Devrim, bazı özellikleriyle döneminin ilerisindeydi. Örneğin, uzun ve kısa farları ayakla kontrol edilen bir pedalla değiştirilebiliyordu. Kontak anahtarının yanı sıra, acil durumlar için manuel olarak bir kolla da çalıştırılabiliyordu. Bu küçük ama akıllıca detaylar, mühendislerin ne kadar yaratıcı ve öngörülü olduğunu kanıtlıyor.

Türkiye’nin İlk Otomobili Devrim

Devrim’den Sonra Eskişehir’de Bir Gün

Devrim’in ilham verici ama bir o kadar da hüzünlü hikayesine tanıklık ettikten sonra, Eskişehir’in size sunacağı daha pek çok güzellik var. Bu tarihi ve duygusal ziyareti, şehrin modern ve canlı atmosferiyle birleştirerek gezinizi unutulmaz kılabilirsiniz.

Müzeden çıktıktan sonra rotanızı şehrin tarihi kalbi olan Odunpazarı‘na çevirin. Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürüyün, cumbalı konakların fotoğraflarını çekin ve Atlıhan El Sanatları Çarşısı’nda lületaşından yapılmış el emeği ürünlere göz atın. Ardından, Türkiye’nin en büyük parklarından biri olan

Sazova Bilim, Kültür ve Sanat Parkı‘na geçerek Masal Şatosu ve Korsan Gemisi ile çocukluğunuza dönebilirsiniz. Günün yorgunluğunu atmak için ise en ideal yer, şehrin ortasından geçen

Porsuk Çayı ve çevresindeki Adalar bölgesidir. Burada bir gondol turu yapabilir veya nehir kenarındaki kafelerden birinde oturup şehrin tadını çıkarabilirsiniz. Devrim’in ilham veren hikayesinden sonra, şehrin meşhur lezzetlerini tatmak gezinizi unutulmaz kılacaktır.

Eskişehir’in en iyi lezzet durakları ve nerede Çiğbörek yiyebileceğiniz hakkındaki yazımıza mutlaka göz atın.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: Devrim arabası neden seri üretime geçmedi? Cevap: Proje, prototip aşamasında kalmıştır. 29 Ekim 1961’deki tanıtımda yaşanan ve basında “100 metre gidip bozuldu” şeklinde yansıtılan benzin bitmesi olayı, proje hakkında olumsuz bir kamuoyu oluşturmuş ve seri üretim için gereken siyasi ve finansal desteğin önünü kesmiştir.

Soru 2: Günümüze ulaşan Devrim arabası hala çalışıyor mu? Cevap: Evet, Eskişehir’deki TÜRASAŞ Devrim Arabaları Müzesi’nde sergilenen bej renkli Devrim arabası, hala çalışır durumdadır. Bu, mühendisliğinin ne kadar başarılı olduğunun bir kanıtıdır.

Soru 3: Toplamda kaç adet Devrim arabası üretildi ve diğerlerine ne oldu? Cevap: Toplamda 4 adet Devrim otomobili üretilmiştir. Maalesef, günümüze sadece bir tanesi ulaşabilmiştir. Diğer üç prototip ve on adet motor zamanla hurdaya ayrılmıştır.

Kaynak: Devrim Otomobili hakkında daha detaylı teknik bilgi ve tarihi belgelere ulaşmak için TÜRASAŞ Devrim Arabaları Müzesi’nin resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz: http://devrimarabasi.com.tr/.

Yorumlar